Antakya Ziraat Odası Başkanı Okay: Asi Nehri Yönünü Değiştirdi, Sıvı Yükselişi Nedeniyle Tarlalardaki Kum Ve Yeraltı Suları
DİLAN BUTLU
AntakyaZiraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, deprem nedeniyle Asi Nehri Yönünün değiştiğini söyledi. Tamam, “Asi tarafında toprakta ciddi hasar var. Asi yön değiştirdi. Tarlalardaki sıvının yükselmesi nedeniyle kum ve yer altı suları tarlaların üzerine çıktı. Buğday ekilen tarlaları su bastı. Büyük yarıklar oluştu. Asi Nehri’nin kenarında su çekmek için pompalar ve santrifüjler oluştu.’Düştü’ dedi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü saat 04.17’de meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Ardından saat 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Sarsıntı 11 ilde yıkıma neden oldu. Yaklaşık 13 milyon vatandaşı etkileyen depremlerde arama kurtarma çalışmaları devam ederken, Hatay’da 20 Şubat akşamı 6,4 ve 5,8 büyüklüğünde iki deprem daha meydana geldi. Şubat akşamı açıklanan resmi verilere göre İki hafta arayla meydana gelen 4 büyük depremde 24 bin 44 bin 218 vatandaş hayatını kaybetti.
Depremlerden etkilenen Hatay’da; 17 milyon zeytin ağacı olduğu belirtiliyor. Ayrıca; mısır, pamuk, buğday, sert çekirdekli eserler; Biber ve domates başta olmak üzere çeşitli sebzeler üretilmektedir. ANKA KUŞU HaberlerAjansa konuşan Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, Antakya’daki üreticilerin başlıca düşüncelerini şöyle sıraladı:
“NEHRİN YÖNÜ DEĞİŞTİ”
“Mart ayının prestijiyle birlikte dönem yavaş ilerliyor. Önce mısır ekimi var. Şu anda seralarda üretim devam ediyor. Ardından Nisan’da pamuk ekimi başlıyor. Dönem bu şekilde devam ediyor. Daha hazır tespitler yapılıyor. .İlçe Tarım Müdürlükleri sahada.
Üretim yapabilmemiz için araç, gereç ve traktörlerimizin sağlam olması gerekiyor. Enkaz altındaki ekipman önceliğimizdir. Asi tarafındaki tarlalar bizim en verimli yerlerimiz. Anlamlı bir şekilde yüzeysel aşınmalar oldu ve 3 metrelik yarıklar oluştu. Asi Nehri rotasını değiştirdi. Onun işi bitmiş olmalı. Sulama baraj ve göletlerinde hafif tahribat var. Su tutma kapasitelerini dolduramayız. Bunun çözülmesi gerekiyor. Tarıma dayalı sanayide de düşünce var. Kırsalda yem dağıtılıyor ama bir düzensizlik var”
“SIVI YÜKSELMESİ NEDENİYLE TARLALARIN ÜZERİNDE KUM VE YERALTI SUYU VAR”
Mart ayının gelmesiyle birlikte tarımda üretimin başlayacağını söyleyen Okay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Öncelikle insanlar kendi dertlerine düştüler. Her evde cenazeler oluyor. Köyde, şehirde yaşayan herkes can derdinde. Köylerde hala hasar tespiti yapılıyor, bu nedenle Rakam veremem Asi nehri kenarındaki topraklarda ciddi tahribat var Tarlalarda yükselen sıvı nedeniyle toprakta, kumda ve yer altında ciddi tahribat var Sular tarlaların üzerine geldi Buğday ekilen tarlaları su bastı Büyük tarlalarda yarıklar oluştu.Asi Nehri kıyısında su çekmek için kullanılan pompa ve santrifüjler Asi’de devrildi.Bugün Devlet Su İşleri Asi’yi vinçlerle temizlemeye başladı.Daha sonra o yarıkları nasıl gideririz bakalım Buğday ekilen tarlalara şu anda bir şey yapamıyoruz.
“TRAKTÖRLERİN ÜZERİNE FIRÇALAR DÜŞTÜ, ÇIKARILMASI GEREKİYOR”
Öyle akıl almaz bir şey ki bir yanda insanlar yaşam mücadelesi veriyor, üretime devam edebilmek için mal kederine düşmüş gibisiniz ama buna mecburuz, çünkü üretmek zorundayız. Deprem sarsıntıları durmuyor, insanların psikolojisi bozuluyor. İnsanlar bıkmıştı. Çırçır (pamuk fabrikaları) fabrikalarımızda, çelik silolarımızda yıkım ve çatlaklar var. Ahırlarda hayvan kayıpları oluyor. Enkaz traktörlerin üzerine düştü, kaldırılmaları gerekiyor. Şu anda herkesin canı sıkıldığı için vinç operatörlerinden talepte bulunamıyoruz. Ancak yeni enkazlar kaldırılmaya başlandı. Taleplerimizi dile getirmeye başlayacağız. Herkes çadır kederinde. Çadır kentler kuruldu ama kırsalın bir özelliği var, herkes ahırını, işini, kırsal yaşamını bırakmak istemiyor.
“İNSANLAR KENTTEN KÖYÜNE GÖÇ ALMALIDIR”
İnsanlar şehirden kırlara göç etmeye başladı. Köylerin nüfusu bir anda arttı. Şu anda ağırlıklı olarak mama, su, steril malzemeler geliyor ama yeterli değil. Antakya’da TMO ile anlaşmalı ve lisanslı depoculuk yapan iki firma bulunmaktadır. Onların da zarar gördüğünü biliyorum. TMO’nun kendi yerinde de hasar var. Çırçır fabrikalarında depolanmalarında da sıkıntı var. Dönem için gündeme getirileceğini umuyoruz.
“FIRSATLAR 50 BİN LİRALIK HAYVANA 15 BİN LİRA VERİYOR”
Artık ticari kurallar değişti. Doğal olarak herkes önceden çalışmak ister. Zirai ilaç satıcılarının dükkanları yıkıldı. Tohumcuların dükkanları yıkıldı. Gübre dükkanları yıkıldı. Şu anda bölgeye mal tedarikinde bir sıkıntı var. Gübre sorunumuz vardı. Gübreciler stokla çalışır. Gübre fiyatlarında deprem öncesi düşüş olacağı için stokunu bitirmiş yeni stok girmemiş. Deprem olunca ellerinde iz bırakmadan yakalandılar. Şu anda gübrede çıtırtı sesleri var. Fırsatçılar da var. Eldeki mallar için yüksek fiyatlar verir. Elinde para olup da ahırını, hayvanını satmak zorunda olanlar bize ölümcül dediğimiz fiyatları veriyor. 50 bin lira değerindeki hayvanlara 15 bin lira veriyor. Küçük sanayimiz tamamen yok edildi. Şu an kimsenin aklına iş gelmiyor ama çark döndükçe acılar da paralel gelmeye başlıyor.”